29 Haziran 2013 Cumartesi

Rae Carson : Ateş ve Diken


                             TANITIM                                                                 

 Her yüz yılda bir, dünyaya bir seçilmiş kişi geliyor. Büyük bir kahramanlık sergileyecek bir kişi. Bu yüzyılda bu, Elisa oldu. Ancak kimse onun bir kahramanlık yapacağına inanmıyor.

Krallıktaki iki prensesten biri Elisa. Bugüne dek hiç kayda değer bir şey yapmadı. Yapacağına kendisi bile inanmıyor.

On altıncı doğum gününde çekici ve ayakları yere basan, bir başka ülkenin kralının karısı oluyor gizlice. 

Ancak ülkesi kargaşa içindeki kralın seçilmiş kişiye ihtiyacı var, Elisa gibi bir zavallıya değil. Üstelik seçilmiş kişi olduğu için Elisa'nın peşindeki tek kişi kral da değil. Kara büyüde ustalaşmış düşmanlar ava çıktılar, Elisa'yı arıyorlar.

Cüretkar ve kararlı bir devrimci ise onun halkın kurtarıcısı olacağına inanıyor.Üstelik Elisaya daha önce kimsenin bakmadığı gibi bakıyor.

Çok kısa süre sonra tehlikede olan Elisanın sadece canı değil, yüreği de olacak.Ona her şeyden çok ihtiyaç duyanlar için Elisa kurtuluşa kapı açan bir anahtar. Tabii kehanet doğruysa. İçindeki gücü bulup çıkarabilirse.

Genç yaşta ölmezse.
Diğer seçilmiş kişiler gibi.



YORUMUM

Ben diyim ilk 50 sayfa siz diyin ilk 30 sayfada ancak konuyu kavrayabildim ki kitabın ilerleyen kısımlarında aslında hem Elisa hem de ben  hiçbir şey bilmediğimizi fark ediyoruz.

Sayfa 123'e gelene kadar sıkıntıdan ve sinirden ölebilirdim.Peki neden?Nedeni Elisa'nın kendisiydi.Arkadaşın ciddi bir kendini küçümseme sorunu var.

Kendisi şişman olduğu için hmm nasıl desem... vücudundan utanıyor.Bu arada kendisinin çok okuduğunu ve oldukça zeki olduğunu üstelik savaş taktikleri konusunda müthiş bir yeteneğe sahip olduğunu söylemeyi unutuyordum.

İşte bende bu yüzden çok sinir oldum.O kadar zekisin ve üstelik Tanrı tarafından seçilmiş kişisin şişman olmayı bırak istersen saray kapısından geçeme ne fark eder (123'üncü sayfadan sonra zayıflıyor merak etmeyin :D)

Bu arada yazarı da takdir ettim.Sürekli avlanabilen,kılıç kullanabilen ya da müthiş dövüşen ve fit vücuda sahip karakterler okumaya alışık biri olarak bu farklılık hem garip geldi hem de farklı bir bakış açısından okuyor gibi oldum.

Şimdi şu 123'üncü sayfanın önemine gelelim.O sayfada ben okuma sevincimi tekrar kazandım.Çünkü o sayfada benim biricik Humbertom kitaba dahil oluyor :)

Zaten onun dahil olduğu andan itibaren kitabın temposu bir yükseliyor ki indirebilene aşk olsun. 

Ondan önce kitapta Kral Alejandro (bu ismi de oldum olası sevmem neden bilmiyorum) vardı ki onun yüzünden kitabı yarım bırakacaktım.Aaa az daha unutuyordum.Bir de Leydi Arina vardı.İşte bu iki meymenetsiz sinir katsayımı yükseltip durdu.

Neyse onlardan bahsedip canınızı sıkmayacağım.

Elisa dadısı Ximena (neredeyse anneannem yaşında kadın) beni en çok şaşırtan karakterlerden biriydi.Tam olarak da 32'nci sayfada şaşırdım :) Zaten o sayfayı okuduktan sonra da o yaştaki kadınlara bir korkuyla yaklaşır oldum.

Sonuca gelirsek (Sonuç ne ya zaten çok fazla rakam verdim sanki matematik sorusu çözdüm) kitaba bayıldım :D Devamını merakla bekliyorum.


                                                        
                                                                       İyi Okumalar!

2 yorum:

  1. Off off... Bu kitabı Humberto'ya olanlar yüzünden sevmiyorum. Sevemiyorum. :(

    YanıtlaSil